Uzun zamandır böyle mutlu bir haber vermemiştim. Bilenleriniz şöyle geçmişi yad etsin. İlk vosvosum 71 1302’ydi. Sonrasında 1968 model olan Pasaklı’yı Umutcan almıştı, ben de Kibrit ile tanışmıştım. Şimdi ise kibrit kutusu kadarcık dünyamıza 1972 1302s sığdırdık.
Yaklaşık 10 yıldır yatıyor olması, uykuyu sevmesinden diye düşündüm. Nasıl aldığım konusu ise can alıcı noktası. Hani gidip bir cep telefonu alır çıkarsınız, ya da bir karavanınız vardır da Webasto almak istersiniz ya!
İşte bizimki de böyle bir şey.
Bu çirkinlik abidesi (nazar değdiriyorsunuz) 1302s’i Köksal Abi’den (Köksal Bankoğlu) bir Webasto parasına aldım.
Onu da zorla haa(!)
“Zorla” derken…
Bana “al git hayırlı olsun” dediğinde bi şaşırdım. Abi olmaz öyle dediğimde ise sesi bi tık daha yükseldi ama, zorla da olsa bir Webasto (kaç para ulan bi Webasto?) alır gibi alabildim sonunda. Çünkü içerisinde Webasto bile var 🙂 Sadece o da değil, T shifter, Pop-Out camlar, Sunroof…
Bittiğinde ise şunlardan birine benzeyebilir.
Maşallah hayırlı olsun. Umarım hayalinizdeki kadar güzel bir araç olur…
Bunun için çabalayacağım. Teşekkür ederim 🙂
Göden arabası oğlum bu bee sanayiden çıkamazsın tüm paraaan yir!
Ahahaha Doğukan bu sen olmalısın 😀
Evet önce trübün abiyle başladı tanışmamız. Sonra bana cook büyük bir iyilik yaparak Ordu’dan kalıp İstanbul’a gittin.Gitmişken boş gelmedin.1302 ile geldin.Kibritin kardeşi olduk bir anda. Şimdi de 1302 abiliyle aşırı mutlu ettin. Allah güle güle kullanmayı nasip etsin canga’yı :))
Var ol gardaşııım. Her şey senin gönlünün güzelliği sayesinde oluştu, ben aracıydım sadece. Casper’a kardeş getirdik ama canga değil 😛
Güle güle günlerde birlikte yaşa kardeşim
Eminin kirbit ile sana iyi yaren lik eder.
Adi ne olsun demiştin bana
Yaren i bir düşün ozaman
Çünkü senin için hiçbir araban bir para ederi yada kar amaçlı birşey olmadi hepsini sevdin onlarla gezdin,onlar ile yaşadın
Senin kibrit e umutcanin pasaklıya sevgini gördükçe vosvoslarin ruhu olduğuna daha çok inandim. Vosvoslarin en güzelini hakeden insanlarsiniz.
Hele hele şu bir haftalik umutcan sen ve benim kisa gezimizde buna daha da çok inandım .
Keşke tüm vosvos cularda umutcan ve senin gibi düşünse ve yaşasa vosvos a maddiyat olarak bakmasa .
Bende bu yüzden sana para karşılığında araba değil birlikde yaşaman için yaren verdim senin terinimle webosto parasina. Bilirsin ben de senin gibi kiyamam vosvoslarima satamam.
Adi olsun dedik yanlizca alan memnun olsun satan memnun olsun yeter.
Herşey gönlünce olsun kardeşim benim.
Köksal Abim, bugüne kadar dünya malında hiç gözüm olmadı, sadece değer verdim. Verdiğim değerin maddi olarak bir karşılığı olmadı. Belki yeri değil ama, senin de çok iyi tanıdığın birinin, başkasına olan borcundan dolayı Kibrit’i satmayı bile teklif ettim. Canım dediğim insanlardan değerli bir şey olamaz bu dünyada, onların yükünü hafifletmek, benim devireceğim kilometrelerden daha anlamlı gelir bana. Yani kısacası, sevdiğim insanların üzüntüsüne şahit olmak, benim üzüntülü olmamdan daha fazla içimi acıtır. Ben, dünyayı senin gördüğün pencereden gördüğümü düşünüyorum. Her insanoğlunun da bu pencereden görmesini diliyorum. Diğer türlü soyutlanıyoruz, ötekileşiyoruz.
Vosvoslar bizim sadece iyi insanları tanımamıza bir aracı, bunu biliyorum. Bir anlam yüklüyorum, ruhu olmadığını düşünen aptallardan da asla olmadım. Yağmurlu bir gecede eve giderken “iyi geceler delü oğlan” demeden ayrılamıyorum Kibrit’ten. Artık Yaren’in de kalbinin pır pır etmesi için çalışacak bu eller.
Buraya bir webasto parası yazdık, işin aslını bilenler – daha doğrusu seni tanıyanlar – bu cümlenin oraya öylesine yazıldığını bile iyi bilir. Ben seni tanıdığım için çok mutluyum. Bunu vosvosla ya da başka bir şeyle kıyaslamayacağımı da bildiğini düşünüyorum. 20 yıl sonra bir güzel yüreğe de ben dokunurum, bir yüreği de ben mutlu ederim. Bunu çok iyi biliyorum.
Umutcan’a ben gereken her şeyi söyledim. Pasaklı’nın bir an önce yollarda olması için elimden geleni yapacağımı iyi biliyor. Bir sonraki yolculuğumuza, Pasaklı’yı da dahil edebilmek çok güzel olurdu.
Ve son olarak, yolculuk bir harikaydı. Daha güzellerinde, daha uzun yollarda olacağız abi. Her bir durakta güzel bir yüreğe dokunacağız. Tıpkı Sebastian’a ve arkadaşına, güzel karavanları Wilma’ya olduğu gibi.
Tüm bunlara Kâzım abimin şu sözleri ile taçlandırmak istiyorum.
”Bu arada; hiç başımızdan eksik olmayan gökyüzüne, günün karanlık saatlerine, ara sıra kopsa da fırtınalara, bir gün boğulacağımız denizlere, eski günlere, neler olacağını bilmesek de geleceğe, kötülüklerle dolu olsa bile tarihe, tarihin akışını düze çıkarmaya çalışan tüm güzel yüzlü çocuklara, Donkişotlar ‘a, ateş hırsızlarına, Ernesto “Çe” Guevara’ya, yollara-yolculuklara, sevgililere, sevişmelere, sadece düşleyebildiğimiz olamamazlıklara, üşürken ısınmalara, her şeyden sıcak annelere, babalara ve tadını bütün bunlardan alan şarkılara kendi sıcaklığımızı gönderiyoruz. Kötü şeyler gördük. Savaşlar, katliamlar, ölen-öldürülen çocuklar gördük. Kendi dilini, kendi kültürünü, kendisini kaybeden insanlar, topluluklar gördük. Yanan köyler, kentler, ormanlar, hayvanlar gördük. Yoksul insanlar, ağlayan anneler, babalar, her gün bile bile sokaklarda ölüme koşan tinerci çocuklar gördük. Biz de öldük. Ama her şeye rağmen bu yeryüzünde şarkılar söyledik. Teşekkürler dünya…”
siz nasıl yüreği güzel insanlarsınız abilerim. vosvosun ruhunu sizden öğrenebildiğim için çok mutluyum. dostluğumuz Yoldaşla Kibritle Pasaklının dostlukları gibi bâki kalsın ✌? saygı ve sevgilerimle ?