Erciova Yaylası – Sakarya

10 Haziran 2016 tarihinde, Buradayız, Gidelim, Özgürlük Yollarında kategorisine Ekin Baykal yazdı. Yorum Yok

8. Bus Buluşması
Erciova Yaylası – Sakarya
19 – 22 Mayıs 2016

Video, Bus Buluşmasından 2 gün öncesine ait. Buluşmaya paramızı denkleştiremeyip, köyde ne kadar hurda varsa hurdacıya verdik. Arkadaki beyazlık yaylanın sisi. Yer: Yeşilce – Çambaşı arası, büyük ihtimalle Zile’yi geçtikten sonra, Gebeme yaylası civarları.
Video anlık ortaya çıktı, Batuhan’ın kafası güzelliğine yenik düşünce video çekti, ben de hangi şartlarda Erciova’ya gittiğimizi ufak bi kesitle göstermek istedim:)

 

Sakarya’ya çıkmadan önce, Samsun’daki etkinlik için 1 gün Samsun’da kamp yaptık. 19 Mayıs akşamı yola çıkıp, yolda olmanın keyfini çıkardık. Biz 3 tane T3’ün arasında kalınca ne yapacağımızı şaşırdık. Sürekli 110-120 gitmek istemedim, motoru şişirip hararet yaptırmaya hiç gerek yok. Ama abi T3’ler de gidiyor mübarek, benim yüzümden bazen yavaş gitmek zorunda kaldılar. Yavaş dediğimde 90 falan, onlara göre yavaş olan bana göre standart oluyor. Haluk abi ne olursa olsun hep arkamdan gelmeye çalıştı. Ben arkada kalmayayım diye. Yol bile versem geçmedi çoğu zaman. Ben de onları çok zor durumda bırakmamak için nerede bi bayır/dik/rampa/yokuş görsem hemen benzine aldım. Tüpte 40 ile gittiğim yeri benzinde 60-70 ile rahat bir şekilde gittiğim için benzinin farkını daha iyi anladım.

13275520_10208179502457550_1097570964_o

13288644_10208179502257545_1496352412_oBatuhan da sözde yedek şoför, ben yorulunca o geçecek ama o Samsun’da geceden kalma, aradan 2 gün bile geçse promil çıkar adamda. Durdurup ayran alıp içmesi de uykusunun erken gelmesi içinmiş. Benim de yavaştan uykum geliyor ama idare etmeye çalışıyorum. Bi ara felaket uyku bastırdı, telefonu elime aldım öndekilere mesaj atıp bi yerde duralım diyeceğim… Bi sese uyandım o an. Meğer mesaj yazacakken dalmışım telefon elimden düşmüş, telefonun yere düşme sesine kendime geldim. O korku yetti. Hemen durduk uyuduk. Bu kadar kısa bi mesafede uykumun gelmemesi lazım normalde ama bu yola çıkmadan önce, Uzungöl’e gittik, sonrasında Ayder’e çıktık, Ordu’ya döndük, Mesudiye’ye gittik, dönüşte Ordu’da fazla durmadan Samsun’a geldik. Yani ben zaten 3-4 gündür uykusuzdum.

Uyandık, marşa bastık, yola devam. Karnımız aç, önde giden, çeşmesi olan bi park yerinde duracak biz de kahvaltı yapacağız. İsmini hiçbir zaman hatırlayamayacağım bi yerde durduk, kahvaltılıkları çıkarttık. Yumurtayı Şükrü hoca yaptı, çaylar kahve gibi bi yerden geldi. Karnımızı doyurduk, fazla beklemeden yeniden yollardayız.

13287913_10208179502657555_1163864390_o 13313570_10208179503057565_769475217_o
 

Dur durak bilmeden sözde Erciova’ya gideceğiz, nerdeeee… İleride bi tesislerde yine durduk. Şükrü hoca biz gelene kadar 4 ayrı kağıda Erciova’ya nasıl gideceğimizi yazmış, 3 araçta da bulunsun diye. Bi çay içtik, termosları sıcak sularla doldurduk. Endişeliyiz, çünkü yolların çok karışık olduğu söylendi, bi de telefon çekmiyormuş.

13275539_10208179503337572_492183929_o DSCF4362
13282650_10208179503777583_479732770_o 13288779_10208179504377598_6208452_o 13313787_10208179504337597_874291476_o
 

hayrettinmisBiz kilometreleri devirirken, gişelerden HGS’siz geçişlerin gözüne vurduk. Tabelalarda önce Sakarya’yı sonrasında da gişe çıkışı Pamukova’yı görünce bi mutlu olduk bi mutlu olduk ki sormayın. Pamukova’da durup bişeyler aldık, daha doğrusu bi şeyler değil, çok şeyler aldık. Belki de Pamukova değil de başka bi yerdi ama aklımda böyle kalmış. Sonrasında Hayrettin miydi Hüsamettin miydi neydi bilemedim şimdi, oradan bi yerden saptık galiba. 9-10 farklı kişiye sorduk nasıl gideriz, nereden gideriz diye. Erciova Yaylası —> gibi bi tabelada yok yolu bulmaya…

Tırmanışa geçtik, yollarda kimsecikler yok. Biz gidiyoz, belki başka bi yerlerden yol var ama sonu güzel bi yere çıktıktan sonra gerisinin önemi yok. Tabi yine benzindeyim, yolları tanımam basar geçerim. Baktık bi T2 durmuş yolun kenarında odun topluyo. Dedik “yaklaştık ulaaan!” Mert’le görüştük sanırım, sarı bi T2’ydi. Mert duyuyorsan beni aşağıdaki yorum alanından bi selam çak dostum.

 

 

 

 

Odun sıkıntısı olabilir diye biz de durduk. Haluk abiyle bekliyoz, Ümit abi gelcek diye. Nerdeeeee… Ümit abiyi en az yarım saat bekledik, Haluk abi “bunun başına bişey mi geldi acaba” diye endişelendi, geri döndük bi de ne görelim Ümit abi T3’ün üstüne odunu yüklemiş, bi de iple arkaya bağlamış hazırlanıyo.
🙂

Sonunda kamp alanına geldik, derin bi ohh! çektim. Nereye kurulacağımızı düşünürken, ben “haluk abi biz bize olabileceğimiz, kimseyi rahatsız etmeyeceğimiz bi yere geçelim” dedim. Haluk abi de aynı düşünceleri paylaşınca biz yerimize geçtik. Hazırlıkları yaptık, yemek işini genelde Haluk abi üstlendi. Süper kahramanımız köfteydi.

13275582_10208179514177843_1518731663_o 13288406_10208179506337647_1084683675_o 13288615_10208179506097641_2110506304_o

Daha önce Bodrum’da görüştüğüm İsmail abiyi de gördüm. Yeni insanlar tanıdık, güzel muhabbetler ettik. Akşamları içtik, güzelleştik. Sabahları uykusuz uykusuz kahvaltı masasına oturup, bir bardak çayı bitiremedik. Çok çook güldük. Bizim Sakarya’ya geldiğimizi öğrenen Emre’de İstanbul’dan atlayıp yanımıza geldi. Ben yemek işlerinden pek anlamadım, genelde Haluk abi, Emre, Ümit abi, Şükrü hoca,Emre ve Batu ilgilendi. VW logolu patatesi ben soydum ama kahvaltıda, kapış kapış gitti 🙂

13288076_10208179514017839_1849846917_o

Bi ara insanlar toplandı. Konuşmalar yapıldı, konuşma yapılmasından ziyade şu anın ölümsüzleştirilmesi bile güzeldi. Etkinliklerden, sorunlardan, güzelliklerden bahsedildi. Anatolia, “size mis gibi havadan başka bir şey vaad etmiyoruz” diye dipnot düşmüştü, kimi yayla yolunu bulmakta zorlanmıştı, aynı bizim gibi ama bu bana göre hiç sorun değil yav, aksine köydeki insanlarla kısa bile olsa muhabbet edebildik, yayla yolunu sora sora bulduk. Kimi ortak bir şeyler yapılmadığını söyledi. Suç bizde, bi çift kale maç ayarlardık aslında. O değilde üstteki fotoğrafta, tam da kulaktan kulağa oynayabilecek konumdaymışız 😀

Şaka bi yana benim için her şey çok güzeldi. Ben zaten kafa dinlemeye gitmişim, Ordu’da hep doğayla baş başayım ama gittiğim her yerde zaten böyle olmasını istiyorum.

13313864_10208179507097666_2137285760_o DSCF4369
 

Son gün gelip, vedalar edilince içim burkuldu. Dönüş için yola koyulduk. Bizimkiler Sinop’a uğrayalım dediler, bana her zamanki gibi her şey uyduğu için sorun yok dedim. Yalnız sorun şu, Tosya’ya kadar gidip Sinop’a sapmaktan bahsettiler. Benim de her zaman kullandığım yol var oradan gidelim dedim ama gelmediler, sadece ve sadece 40-50 km fark ediyodu ama Düzce’de yollarımız ayrıldı. Onlar otobüs güzergâhını kullandılar. Ben Kdz. Ereğli’ye, oradan Zonguldak, Karabük devam ettim yoluma.

Bi aksilik olmazsa 9. Bus Buluşması’nda görüşmek üzere.
Umarım 9.su Karadeniz’e daha yakın bi yerde olur da, İstanbul’dan, Ankara’dan, İzmir’den gelenler eskilerini, hurdalarını satmak zorunda kalırlar 😉 🙂

Mutlu yollar…